Azizim;
Bil ki; değişim ve gelişimle ilgili en can alıcı ve hayret verici nokta şudur;
İnsanın değişime inancı vardır. Gelişmenin ve güncellenmenin gerektiğini bilir, fakat değişim ve gelişimin düşünceden başlayıp çok ciddi bir gayret gerektirdiğinin farkındadır, lakin tabular, bilinçaltı ve sosyal baskınında tesiriyle, kendi yapmaz. Ama bunu karşı muhatabından veya yaşam koşullarından bekler. Kolay olan da budur ve zihninde ki değişim gerekliliğinin sorumluluğunu atmak için bir nevi rahatlar.
"ama sen şöyle......olmalısın"
"sen böyle yaparsan emin ol başaracaksın"
"napayım hayat şartları böyle"
"imkânlarım bu kadar, sana başarılar dilerim"
"ben buyum, kolaysa sen yap"
"gelişmek, değişmek ve güncellenmek gerek ama"...
Gibi cümlelerle, zihin doğal olarak konuşur ve rahatlar. Tüm sorumluluk ve yük muhataba ve şartlara yüklenir. Bu bakış açısı ve düşünce şekliyle kişi kendisi bir nebze gayret göstermeden her şeyin değişip güzelleşeceğini zannederek bir ömrü tüketir ve bitirir.
Sadece sözle istemek ve değişmeye çalışmak yeterli değildir. İstenen amaca ulaşmak için gereken faaliyetlerin ve kararların uygulanması için disiplinli ve sabırlı bir şekilde sonuç alana kadar kararlılıkla mücadele edilmelidir. Bir kaç ufak düşünce değişikliği ile hayatınız değişmez sadece o konuda fikirleriniz olur. Ve o fikirler gelişim odaklı değilse sizdeki değişim içinde yeterli olmayacaktır.
Başkaları için çalışmak yâda onların hayallerini ve hikâyelerini yaşamak;
Kendisini, muhataplarının veya diğer insanların hayatlarında bir figüran olmaya mahkûm eder ve ona sunulan bu muhteşem hayat sahnesinde başrolde oynayamadan göçüp gitmek demektir.
Sonuç olarak; bilinmelidir ki, değişim, gelişim ve güncellenmek kaçınılmazdır, Kişinin iç keşfi ve farkındalığıyla şekillenecek aktivasyon gerektiren zorunlu bir eylemdir. Bu eylemi, kişi kendi azmi ve gayretiyle bilinçli bir şekilde gerçekleştirirse muhatapların, olayların ve hayatın da değiştiğini hayretle seyredecektir.
Bu değişimin sonucu ise; kendiyle birlikte, farkındalık sahipleri tarafından takdir ve tebrikle karşılanıp alkışlamaktır. Kolay olan birilerinin başarı öykülerini alkışlayıp anlatmaktır. Zor olan ise; değişim ve gelişimle birlikte kendi hayat öykümüzün başrol oyuncusu olup perde kapanmadan başarmanın hazzını iliklerimize kadar hissedip, seyircinin ayakta alkışlamasını görmek ve yaşamaktır. En önemlisi de istemek ve çaba göstermektir. Sokrates'in istemek ile ilgili hikâyesi buna güzel bir örnektir.
"Bir gün Sokrates'e bir genç nasıl bilge olabileceğini sormuş. Sokrates de gel benimle demiş ve genci bir ırmağa götürmüş. Gencin kafasını suya sokmuş, çırpınana kadar da kafasını sudan çıkartmasına izin vermemiş. Bıraktığında genç kendine gelince, suyun altındayken en çok neyi istediğini ona sormuş. Genç nefes alabilmek, diye cevap vermiş. Sokrates de işte bilge olmayı, aynı suyun altındayken nefes almayı istediğin kadar istersen ona ulaşabilirsin, demiş." Sizde çok isteyin, değişin ve gelişin ki bir başarı öykünüz olsun.
Anahtar Kelimeler: Değişim , Gelişim , Motivasyon , Sokrates , Kişisel Gelişim