Olumlu düşünme, hayallerimizi gerçeğe dönüştürebilmenin önemli bir olgusudur. Büyük başarılar elde etmiş olan insanlar, zihinlerini daima olumlu tutma yeteneğine sahip kişilerdi. Bu yetenekleri sayesinde, akıllarını kontrol altında tutabildikleri gibi, aklın kaygan zeminlerinde ayakta kalabilme becerilerini de kazanmışlardır. Olumlu insan, daima bardağın dolu kısmına odaklanarak, yapıcı olma alışkanlığına sahiptir. Bu tür insanlar her şeyin bir değişim içinde olduğunu görürler, genelde düşünce gücüne inanırlar ve bunu bizzat uygulama eğilimindedirler.
Olumsuz düşünce alışkanlıklarından kurtulmak ve olumlu düşünme alışkanlığı kazanmak için, öncelikle olumsuz düşünce alışkanlıklarının farkına varmak gerekir. Farkına varamadığınız bir şeyi değiştiremezsiniz. Ancak farkına vardığınız şeyleri, değiştirilmesi gerektiğine inanırsanız, değiştirebilirsiniz.
Bilinçaltımızı olumlu bir yapıya kavuşturmak için, öncelikle konuşmalarımızın içinde bulunan fazla önemsemediğimiz küçük olumsuz, bize zarar verebilecek kelimeleri çıkarmakla başlanmalıdır. Zamanla diğer olumsuz tüm kelimeleri konuşmalarımızdan çıkarmalı, tamamen pozitif düşünme eğilimli kelimelere yer vermeliyiz.
“Ben yapamam” cümlesi bir hastalık belirtisidir. Daima ben başarırım, ben yaparım deyin. Günde 20 kez ben yaparım, ben başarırım diye tekrarlayın. İleride otomatik olarak böyle düşünmeye başlayacaksınız. İnanmadığınız bir şeyi asla başaramazsınız, başarmak istiyorsanız öncelikle inanmalısınız ve sonrada istemelisiniz son olarak da uygulamalısınız.
İnsan vücudu bir bütün olarak çalışır beyin, düşünce ve vücut aynı doğrultuda bir çarkın farklı dişleri gibi zorunlu olarak birlikte hareket eder. Bir sabah kalktığınızda kendinizi yorgun ve bitkin hissediyorsanız; vücudunuz ve beyniniz de kendini yorgun hisseder, ama pozitif düşünce ile bunu rahatlıkla tersine dönüştürebilirsiniz, olumlu düşünme sayesinde önce beyninizin sonra beyninizin verdiği komutlarla düşünceye yansıyan davranışlarla vücudunuz bir bütün olarak kendini enerjik ve dinç hissettiğini bunun neticesinde eyleme geçme isteğinin de artığını hemen fark edeceksiniz.
Kısacası, yaşamda, en derin biçimde inandığımız, sıklıkla düşündüğümüz ve beklediğimiz, hayalimizde canlandırdığımız şeyleri tıpkı bir mıknatıs gibi çekeriz. Eğer düşüncelerimiz olumsuz, duygularımız güvensiz, korku ve endişe doluysa, olmasından korktuğumuz durumları, karşılaşmaktan kaçındığımız kişileri kendimize çekeriz. Ne var ki, eğer temelde yaklaşımlarımız olumluysa, beklentilerimiz ve düşüncelerimiz mutluluk ve ışıkla doluysa, düşlerimiz, hayallerimiz pozitifse, karşılaştığımız olaylar, durumlar ve kişiler bize mutluluk vereceklerdir. Demek ki, kurduğumuz düşlere, bizleri yöneten düşüncelere yüklediğimiz pozitif veya negatif enerji, aynı biçimde geri dönecektir.
Unutmayın, Bir insan nasıl düşünürse öyle yaşar; mutluluğu ve başarıyı elde etmek istiyorsanız öncelikle olumlu düşünün ve sonrada isteyin; en sonunda da uygulamaya geçirin o zaman göreceksiniz ki hiçbir şey imkânsız değildir insan için, yeter ki inanın ve uygulayın.
